Luchino Visconti, “La Terra Trema (Yer Sarsılıyor)”da tamamen bir belgesele evrilip çoğu seyirci için sıkıcılaşabilecek sınırlı bir konuyu biçimde yakaladığı müthiş estetikle toplumcu bir öyküye çeviriyor. İtalya’nın güneyinde Sicilyalı balıkçıların uğradığı sömürü, çizmenin kıyılarından taşıp yoksulluklarından istifade edilen tüm işçilerin hikâyelerine koşutlanabilecek cinsten. Film, toptancılar tarafından içinde yaşamak zorunda bırakıldığı ağır koşullardan bireysel çabalarıyla kurtulmaya çalışan bir balıkçı ailesinin çırpınışları ekseninde yöre halkının yaşamını anlatıyor. Kendisine ait olacak bir tekne hayalini gerçekleştiren Ntoni’nin fırtınada teknesini kaybetmesi üzerine kendisi ve yakınlarının düştükleri durumlar gerçekçi bir üslupla çiziliyor. Yoksulluk, fahişelik ve alkoliklik gibi evrensel sıkıntılar bireysel problemler olmaktan çıkıp sosyal yapının dayattığı kader hâlini alıyorlar. Balıkçıların emeğinden çalan tüccarlarda bu kader mevzusu eğlence ve varlıklılık yönünde konumlanıyor.
3 saate yaklaşan süresiyle oldukça uzun bir film olan “Yer Sarsılıyor”, Visconti’nin kafasında bir üçlemenin ilk filmi olarak zuhur etmiş olsa da bu düşünce sonradan rafa kalkmış. Çekimi sırasında maddi sıkıntıların baş gösterdiği filmin bütçesinin bir kısmını İtalyan Komünist Partisi karşılamış. Filmin oyuncu kadrosunun tamamı ise yöredeki Sicilyalı halktan oluşmakta. Öyle ki, filmdeki ağır güney diyalekti yüzünden sonradan İtalyanca dublaja gerek duyulmuş. Nihayetinde Visconti’nin insan haklarından yola çıkarak masaya yatırdığı işveren-işçi gerilimi, mutlu sonun olmadığı bir körfezdeki dalgalara karşı verilen mücadeyle cisimleşip günümüze kalmış.
Yiğitalp Ertem
yalpertem@gmail.com