Ana sayfa Filmlerden Sekanslar Filmlerden Sekanslar -1-

Filmlerden Sekanslar -1-

951
1

Reha Erdem’in Türk insanını tüm sadeliği ve saflığıyla anlattığı ve binbir türlü insanlık hâline yer verdiği sımsıcak filmi Korkuyorum Anne’den bir sekans…

Köpek gezdirerek para kazanan üç kafadar mola vermek için kahvehaneye oturur ve soluklanır. O sırada, gruptakilerden biri hastalığından bahseder ve laf lafı açar. İşte klasik yurdum insanı sohbetlerinden biri de böylece başlar… Her konuda birbirine üstünlüğünü göstermeye eğilimi olan, hastalığı ve sağlık problemlerini önemsemeyen ve yeri geldiğinde doktor gibi etrafındakilere tavsiye vermekten kaçınmayan insanımızın bu trajikomik hâli, Reha Erdem’in kadrajına işte böyle girer.

A-Bu ağrı sadece bel fıtığından değilmiş gibi gelmeye başladı.
B-Eee?
A-Böbreklerde de bir problem var gibi…
C-Bak! Eğer sidiğin kırmızıysa dediğin doğru.
A-Aha şu çay gibi… Şerefsizim! Vallaha, o zaman tamam. Böbrek yetmezliği! İşeyebilirsen işe artık. Bir de organ nakli derdi… Uygun böbreği ara ki bulasın.
B-Ulen tek böbreklen de yaşarsın.
C-Hee, ne olacak ki! Bende de karaciğer yetmezliği var.
B-Karaciğer yetmezliği ne! Benle yarışmayın oğlum. Ben var ya, iki kere mide kanaması ameliyatı oldum, bir kere de safra kesesi.
C-Ne övünüyon lan! Ameliyat olmak bir şey değil ki. Bak! Ben askerden bu yana kemik erimesiyle uğraşıyorum. KEMİK ERİMESİ. Adı yeter oğlum.

Önceki makaleBir Zamanlar Anadolu’nun Çekimleri Tamamlandı
Sonraki makaleBizim Büyük Çaresizliğimiz Beyazperdede
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

1 YORUM

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here