Ana sayfa Haber İstanbul Modern’den Kanada Sineması Seçkisi

İstanbul Modern’den Kanada Sineması Seçkisi

763
0

İstanbul Modern Sinema, 17-27 Şubat tarihleri arasında Kanada Büyükelçiliği işbirliğiyle Kanada sinemasının son yıllarından kimlik odaklı filmleri “Yalnız Değildim” başlıklı bir programla sunuyor. Modern hayatın tanımladığı kimlik biçimleri, arayışları ve sancıları üzerine kurulu bu programda Woody Harrelson’ın oynadığı Muhafız’dan, katıldığı her festivalden ödülle dönen Annemi Öldürdüm’e uzanan altı film yer alıyor.

Kanadalı yönetmen Xavier Dolan’ın 20 yaşında gerçekleştirdiği ve otobiyografik ögeler taşıyan, yapımcılığını ve başrol oyunculuğunu da üstlendiği Annemi Öldürdüm, hem açık sözlü anlatımı hem de sinematografik ustalığıyla, Cannes Film Festivali’ndeki gösteriminin ardından büyük yankı uyandırmış ve dünya festivallerinden sayısız ödül kazanmıştı. Hint sinemasının tanınmış muhalif yönetmeni Deepa Mehta’nın sınıf, ırk ve cinsiyet ayrımının ötesinde törelerin ağırlığı, aile içi şiddet gibi temaları irdelediği, renkli ve fantastik öğelerle bezeli Yeryüzü Cenneti’nin başrol oyuncusu Preity Zinta, 2008 Chicago Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” seçilmişti.

Kanada sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Denys Arcand’ın Karanlığın Gölgesinde filmi keskin toplum eleştirisiyle, pop star olma hayalleri kuran ve zamanla gerçekle bağlarını koparan Jean-Marc’ın hikâyesini keyifli bir kara komediye dönüştürüyor. Yönetmen Peter Stebbings, duruşu ve konusuyla Taksi Şoförü’ne yakın duran Muhafız’da Woody Harrelson’ın canlandırdığı sıradan bir adamken kostüm giyerek kendini halkını korumaya adayan süper kahraman sanan Arthur Poppington’ın öyküsünü içten bir dramla aktarıyor.

Yönetmen Sarah Polley’nin Toronto ve Sundance film festivallerinde gösterilen, 2008 yılında En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu dallarında Oscar’a aday olan, Julie Christie’nin bu filmdeki rolüyle 65.Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandığı Ondan Uzakta, Alzheimer olan 44 yıllık evli Fiona’nın kocasıyla birlikte bu hastalıkla mücadelesini yansıtıyor. Yönetmen François Delisle, ilk filmi İki Kere Kadın ile kocasından şiddet gören bir kadının oğluyla birlikte yeni bir hayat kurma savaşını iz bırakan bir dramla sunuyor.

Programda gösterilecek filmler:

Karanlığın Gölgesinde / The Age of Ignorance, 2007
Yönetmen: Denys Arcand, 104’, Renkli

Kanada sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Denys Arcand, pop star olma hayalleri kuran ve zamanla gerçekle bağlarını tümden koparan Jean-Marc’ın gerçeklikle fantezi arasında gidip gelen hikâyesini anlatıyor. Gerçekte başarısız bir baba ve koca olan, gizlice sigara içen bu sıradan memur, fantezilerinde parlak zırhlı şövalye, kadınları parmağında oynatan başarılı bir sahne yıldızı ve yazardır. Karanlığın Gölgesinde, dozu yerinde politik mesajları, keskin toplum eleştirisiyle keyifli bir kara komedi.

Muhafız / Defendor, 2009
Yönetmen: Peter Stebbings, 95’, Renkli

Sıradan bir adamken üstüne kostüm giyerek kendini halkını korumaya adayan süper kahraman sanan Arthur Poppington’ın (Woody Harrelson) öyküsü. Tek isteği dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek olan Defendor, karşısına çıkan genç bir fahişeye yardım eder, ancak gerçek tehlike karşısında çok da şansı olmayacaktır; başı gerçekten belaya girince mahkemeye çıkmak ve psikoloğa hesap vermek zorunda kalır. İlk bakışta ufak bütçeli bir süperkahraman filmi ya da komedi gibi dursa da aslında duruşu ve konusuyla daha çok Taksi Şoförü’ne (Taxi Driver) yakın duran Muhafız, başta Harrelson olmak üzere tüm karakterlerin ekranı sahiplendiği içten ve derin bir dram.

İki Kere Kadın / Twice A Woman, 2010
Yönetmen: François Delisle, 94’, Renkli

İz bırakıcı bir feminist dram! Kocasından yediği son dayakla ciddi bir tehlike atlatan Catherine, oğlunu yanına alarak evden kaçmaya, yeni bir hayat kurmaya karar verir. Yeni kimliğiyle Quebec’in tutucu mahallelerinden kuzeydeki ormanlık bölgeye kadar çeşitli yerlerde barınmaya çalışır. Korkudan güvene, güvenden umuda doğru uzanan yolculuğunda Catherine, yeni adıyla Sophie’nin kim olduğunu, ne istediğini yeniden tanımlaması gerekecektir. Delisle, bu ilk filmiyle eleştirmenlerden tam not aldı.

Ondan Uzakta / Away From Her, 2006
Yönetmen: Sarah Polley, 110’, Renkli

Fiona kocasıyla 44 yıldır evlidir. Ormandaki evlerinde emekli hayatı yaşayan çiftin yaşamı Fiona’nın Alzheimer’a yakalanmasıyla sarsılır. İkisinin bu hastalıkla baş etme mücadelesini anlatan titizlikle işlenmiş dram, hassas bir konuyu hakkıyla taşıyan oyunculuklarla daha da güçleniyor. Melankoliyle mizahın buluştuğu bu öykü yüreğinize dokunacak!

Yeryüzü Cenneti / Heaven On Earth, 2008
Yönetmen: Deepa Mehta, 106’, Renkli

Neşeli ve duyarlı bir kadın olan Chand görücü usulü evlenerek Hindistan’dan, yabancı ve heyecan verici olan bir ülkeye, Kanada’ya taşınır. Ancak, kendisi de göçmen olan ve sosyal yükümlüklerin altında ezilen kocasından ve ailesinden fiziksel ve duygusal şiddet görür. Ayak uyduramadığı dünyanın ortasında şıkışıp kalan Chand hayal dünyasına sığınmayı seçer. Hint sinemasının tanınmış muhalif yönetmeni Mehta, bu filminde sınıf, ırk ve cinsiyet ayrımının ötesinde törelerin ağırlığı, aile içi şiddet gibi temaları irdeliyor. Renkli ve fantastik öğelerle süslü filmin başrol oyuncusu Preity Zinta, 2008 Chicago Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” seçilmişti.

Annemi Öldürdüm / J’ai tué ma mère, 2010
Yönetmen: Xavier Dolan, 95’, Renkli

Lise öğrencisi Hubert’in annesiyle çetrefilli bir ilişkisi vardır. Bir yandan sürekli kavga ettiği annesine dair her şeyden nefret eder ve onu küçümserken, diğer yandan onu sever ve samimi bir karşılık bulmayı bekler. Bu aşk/nefret ilişkisinin kafa karışıklığıyla Hubert ergenliğin gizemlerine sürüklenir. Kanadalı yönetmen Dolan, henüz 20 yaşında gerçekleştirdiği ve otobiyografik ögeler taşıyan bu ilk filminin yapımcılığını ve başrol oyunculuğunu da kendisi üstleniyor. Hem açık sözlü anlatımı hem de sinematografik ustalığıyla Annemi Öldürdüm, Cannes Film Festivali’ndeki gösteriminin ardından büyük yankı uyandırmış ve dünya festivallerinden sayısız ödül kazanmıştı.
Önceki makalePera Müzesi’nde Jean-Pierre Melville Programı
Sonraki makaleTroell’in Yeni Filminde Jesper Christensen Başrolde
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here