Ana sayfa Haber !f 2013 Yaklaşıyor

!f 2013 Yaklaşıyor

910
0

14-24 Şubat arasında İstanbul’da, 28 Şubat – 3 Mart tarihlerinde Ankara ve İzmir’de gerçekleşecek !f 2013’ün Uçurum isimli ikinci teaser’ı yayınlandı. Daha önce de Bomba isimli ilk teaser yayınlanmıştı. Aşağıdaki linkten teaser’lara ulaşabilirsiniz.
Bu yılki !f programından ise şimdilik ismi açıklanan filmler şöyle;
Tabu
Ünlü yönetmen Miguel Gomes iki parçalık çarpıcı bir hikâyeyle geri dönüyor. Hikâye, günümüz Lizbon’unda yaşayan huysuz bir kadın olan Aurora’ya odaklanıyor. Aurora hastaneye kaldırılınca, komşusu Pilar’a Gian Luca isimli bir adamı durumundan haberdar etmesini söylüyor. Pilar’ın arkadaşının dileğini gerçekleştirmek için çıktığı macera bizi elli yıl öncesine Afrika’ya götürüyor. Orada Aurora’yı tekrar görüyoruz. Bu kez Aurora zengin ve genç bir çiftçinin güzeller güzeli karısı. Ancak Aurora burada kocasının en yakın arkadaşı Gian Luca ile yasak bir ilişki yaşamakta. Miguel Gomes’in filmi geçtiğimiz yılın en iyi filmler listelerinde de üst sıralardaydı, kesinlikle kaçırmamakta fayda var. Şimdiden bir yerlere filmi not etmeli.
Laurence Anyways
Festival seyircilerinin aşina olduğu ve son dönem Fransız sinemasının gelecek vaat eden isimlerinden Xavier Dolan’ın yeni filmi, çocukluğundan beri içinde gizli kalan kadın kıyafetleri giyme arzusunu artık bastıramayan Laurence ve her ne olursa olsun kendisine destek olan kız arkadaşı Fred’in yaşadıklarını anlatıyor. 168 dakikalık süresiyle Dolan’ın en uzun süren filmi olan yapımın fazlasıyla sarktığı, yer yer kendini tekrara düştüğüne yönelik eleştirel yazılsa da, Dolan ismi bile filmi merak etmemiz için başlı başına bir neden teşkil ediyor.
Holy Motors
Leos Carax’ın son filmi gösterildiği her yerde “tamamen farklı” ve “tuhaf” etiketleriyle tanımlanıyor. Film, izleyiciyi Paris sokakları diye bildiğimiz ama daha sonra tamamen tuhaf bir manzaraya dönüşen yerlerde tüyler ürpertici bir yolculuğa çıkarıyor. Gerçekle sanalın iç içe geçtiği, düşle kabusun ortaklaşa yaşandığı filmde, Carax’ın karakterlerinin ne zaman gerçek hayatlarını yaşadıkları ne zaman rol yaptıkları kestirilemiyor. Farklı bir film izlemek isteyenlere duyurulur.
Yolda (On the Road)
Beat kuşağının babası Jack Kerouac’ın, 1947’de gerçekleştirdiği ve üç yıl süren uzun yolculuğunun Yolda adıyla romana dönüşmüş halinin sinema uyarlaması olan film, dönemin özgür ruhlu gençliğini beyazperdeye taşıma hedefinde. Filmin yönetmenliğini Walter Salles üstlenirken genç oyuncu kadrosu ise Sam Riley, Amy Adams, Viggo Mortensen, Garrett Hedlund, Kristen Stewart ve Kirsten Dunst isimlerinden oluşuyor. 2012 Cannes Film Festivali’nin resmi seçkisinde dünya prömiyerini yapan film, getirilen yorumlar açısından eleştirmenleri de ikiye bölmüş durumda…
Berberian Sound Studio

Sene 1976. Gilderoy, İtalyan korku ustası Santini’nin son filminin ses kayıtlarını düzenlemek için kiralanır. Zaman ve gerçeklik değiştikçe, ses sarmalında boğulan Gilderoy, kişisel karmaşası içinde kaybolur. Akıl sağlığını koruyabilmek için kendi şeytanlarıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Katalin Varga’nın yönetmeninden gizemli ve gerilimli bir hikâye… Atmosfer kurmadaki başarısını ispatlayan Strickland son filminde de başarılı bir atmosfer yaratmışa benziyor, merakla beklemekteyiz.
Savaş Cadısı (War Witch)
Burma’da yaşanan gerçek bir hikâyeden ilham alan ve bulunması neredeyse imkânsız olan ‘beyaz horoz’un peşinden gizemli bir albino kasabasına kadar giden genç bir çiftin imkânsız aşk yolculuğunu anlatan Savaş Cadısı da bu yıl seçkinin öne çıkanlarından.
Kan Kardeşim (Blood Brother)
Amerika’dan Hindistan’a giden bir Amerikalı turistin burada bir grup çocukla birlikte kalmaya karar vermeyi ve sevginin gücünü yeniden keşfetmesini konu alan Kan Kardeşim belgeseli, Sundance’ta görücüye çıkmıştı. Her sene görmeye alıştığımız Sundance etiketli naif filmlerden biri diğeri görünümünde olsa da, filmin iyi eleştiriler aldığını da ekleyelim.
Hayat Avcısı (The Imposter)
Amerikalı Nicholas Barclay, 1997’de 16 yaşındayken kaybolur, üç yıl sonra ise ailesine geri döner. Ancak İngilizce’sinde belirgin bir Fransız aksanı vardır, göz rengi de farklıdır. Bu yıl BAFTA ödüllerinde En İyi Belgesel de dahil olmak üzere iki adaylığı olan yapım, ilginç konusuyla merak uyandırıyor.
Teaser 1: Bomba

Teaser 2: Uçurum

Önceki makaleReha Erdem’den Jin
Sonraki makaleAki Kaurismaki Sinemasına Giriş
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here