Ana sayfa Haber 6. Documentarist İstanbul Belgesel Günleri Başlıyor

6. Documentarist İstanbul Belgesel Günleri Başlıyor

767
0

Documentarist İstanbul Belgesel Günleri, 1 – 6 Haziran tarihleri arasında altı mekâna yayılan dopdolu bir programla altıncı kez seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor.
Çağımızın en ünlü belgeselcilerinden Alan Berliner başta olmak üzere dünya belgesel sinemasının önemli ustalarının katılacağı festivalde, dünyanın farklı renklerini ve gerçeklerini harmanlayan 90’dan fazla film sunulacak.
Yaşlılık Çağı, Kadının Adı Yok, Tükettiğimiz Dünya, Müzik Belgeselleri, Mercek Altında Brezilya Belgesel Sineması, Arap Dünyası: Değişim Rüzgârları, Taskovski Film Seçkisi ve Anılarına gibi özel bölümlerin yer aldığı bu seneki programda Uluslararası Panorama başlığı altında da son yılların ödüllü belgesellerinden geniş bir seçki sunulacak. Festivalin Türkiye Panorama bölümünde ise, Türkiye’den çoğunluğu genç yönetmenlerin filmlerinden oluşan 26 film yer alıyor.
Festivalin Onur Konuğu: Alan Berliner
Bugüne kadar Nick Fraser, Eyal Sivan, Asen Balikci, Helena Třeštíková, Heddy Honigmann gibi ustaları Türkiye’deki belgeselseverlerle tanıştıran Documentarist’in bu yılki onur konuğu çağımızın en önemli belgeselcilerinden olan Alan Berliner.
Berliner’in ödüllü son yapıtı “Büyük Kuzen” (First Cousin Once Removed, 2012) başta olmak üzere, “Gözleri Tamamen Açık” (Wide Awake, 2006), “En Tatlı Ses (The Sweetest Sound, 2001), “Kimseyi İlgilendirmez” (Nobodys’s Business, 1996), “Ailedeki yabancı” (Intimate Stranger, 1991), “Aile Albümü” (The Family Album, 1986) dâhil olmak üzere tüm filmlerini içeren bir retrospektifin yanı sıra, 2 Haziran’da yönetmenin sinema dersine de ev sahipliği yapacak.
Konuk Ülke: Brezilya 
Programda, belgesel sinemanın en verimli toprakları arasında yer alan Brezilya’dan son 15 yılın gözde belgesellerini içeren esalı bir seçkiye yer veriliyor; ayrıca Brezilyalı sürpriz konukları da ağırlıyor. Bu ülkenin belgesel sinemasını Türkiye’de ilk kez bu kadar kapsamlı bir biçimde inceleme olanağı sunan seçkide gösterilen yapımlar arasında “174 Nolu Otobüs” (Bus 174, José Padilha, 2002), “Estamira” (Marcos Prado, 2004), “Elena” (Petra Costa, 2012) , “Uçan Rocha” (Eryk Rocha, 2002), “Tudo E Brazil” (Rogerio Sganzeria, 1997) ve “Raul” (Walter Carvalho, 2011) gibi bol ödüllü belgesellerin yanı sıra, Glauber Rocha’nın bir yapıtını da içeren kısa filmler seçkisi yer alıyor.
Irena Taskovski geliyor
Belgesel alanında Avrupa’nın en büyük belgesel dağıtım ve yapım firmalarından olan Londra merkezli Taskovski Films’in kurucusu Irena Taskovski de Documentarist 2013 kapsamında uluslararası alternatif dağıtımcılık konusunda bir konferans vermek üzere İstanbul’a geliyor. Daha önce Prag Film Akademisi FAMU, NTFS Londra, EICTV Küba gibi yerlerde dersler veren, halen Prag Belgesel Film Enstitüsü’nde akademisyenlik yapan Taskovski, Türkiye’de belgesel yayınlayan TV kurum ve dağıtımcılarla da görüşmelerde bulunacak.
Dünyanın Gerçeği 
Nepal’den Kolombiya’ya, Hindistan’dan Filistin’e, Polonya’dan Şili’ye, ADB’den Lübnan’a dünyanın farklı gerçekleri ve renklerini bir araya getiren DOCUMENTARIST 2013 programının Uluslararası Panorama bölümü de, son bir yılda Cannes, Venedik, San Sebastian, Toronto, Berlin gibi A sınıfı festivallerde öne çıkmış birbirinden önemli belgeselleri bir araya getiriyor. Bu bölümde geçen Kasım’da IDFA’nın açılışını yapan “Yanlış Zamanda, Yanlış Yerde” (Wrong Time, Wrong Place, John Appel, 2012) ve Berlinale 2013’te gösterilen “Kuzzul Kurt” (To the Wolf, Christina Koutsospyrou-Aran Hughes, 2012) öne çıkarken, Girit’te 60’larda ünlenmiş bir köyün anlatıldığı “Hippie-Hippie Matala! Matala!” (Giorgos Varelas, 2013) ve sayıları giderek azalan azınlıkların sesine kulak veren “Elveda İstanbul” (Adieu İstanbul, Dieter Sauter, 2013) yer alıyor.
Yaşlılık Çağı bölümünde ilk göze çarpan filmler arasında; ilerlemiş yaşlarına karşın birbirlerine ve sanata tutunan bir çifti anlatan “Sensiz Olmaz” (Not Without You, Petra Lataster Czisch-Peter Lataster, 2010), yalnız yaşayan 90 yaşındaki Clotilda Grosu’nun öyküsünü anlatan ve haiku biçimindeki üslubuyla dikkat çeken “Japon Ayva Ağacı” (The Japanese Quince Tree, Mara Trifu, 2012) ve bizi Gürcü yaşlı bir güreşçinin gençlik aşkıyla buluşturan “Ramin” (Ramin, Audrius Stonys, 2011) bulunuyor.
Kadının Adı Yok bölümünde; Toronto’dan Berlin’e pek çok festivalde büyük yankı uyandıran “Salma” (Kim Longinotto, 2013), ‘Barış Gelini’ olarak çıktığı yolculuğu sırasında Gebze’de tecavüze uğrayarak öldürülen İtalyan sanatçı Pippa Bacca’nın öyküsünü anlatan “Gelin” (The Bride, Joël Curtz, 2012) ve boşandığı kocası tarafından öldürülen Bahar’ın geride kalan ailesinin genç kadını ölüme götüren sürecin izini mektuplarla ve tuttuğu günlükte sürmesini anlatan “Bahar” (Carin Goeijers, 2013) yüreğe dokunan hikayeleriyle festivalin merakla beklenen filmleri arasında.
Tükettiğimiz Dünya bölümünde; yapımcılığını Fatih Akın’ın üstlendiği “Mama Coca” (Suzan Şekerci, 2012) filmi Türkiye’de ilk kez seyirciyle buluşacak. Bölümün dikkat çeken bir diğer önemli yapımı, Berlinale programında da yer alan “Char… Tarafsız Ada” (Char… the No Man’s Land, Sourav Sarangi, 2012).
Anılarına: Chris Marker, Herz Frank ve Les Blank 
Festival kapsamında ayrıca belgesel sinemanın son bir yılda kaybettiği üç büyük ismi olan Chris Marker, Herz Frank ve Les Blank anısına birer gösterim gerçekleşecek. Programda, belgesel sinemanın en önemli ustalarından Chris Marker’ın “Andrei Arsenevich’in yaşamında Bir Gün” (One Day in the Life of Andrei Arsenevich, 1999), Sovyet belgesel sinemasının öncü ismi Herz Frank’ın “Ten Minutes Older” (1978) ve belgesel sinemaya getirdiği şiirsel üslüpla unutulmazlar arasına giren Les Blank’ın “Ayrık Dişli Kadınlar” (Gap-Toothed Women, 1988) adlı filmleri yer alıyor.
26 Belgeselle “Türkiye Panoraması” 
Belgeselin çağdaş ustalarını İstanbul’a taşıyarak dünyanın dört bir yanından kalburüstü filmleri seyirciyle buluşturan DOCUMENTARIST, Türkiye’deki genç kuşak belgeselciler için de platform olma işlevini sürdürüyor. Uluslararası programı davet usulüyle oluşturulan festivale, bu sene Türkiye’den başvuran 110’u aşkın filmden 26’sı seçildi. Bunların içinde genç yönetmenlerin elinden çıkma 17 film, aynı zamanda Johan van der Keuken Yeni Yetenek Ödülü’ne aday olacak. Sözkonusu yapımlardan beş tanesi, Türkiye dışında yaşayan yönetmenlere ait. Festivale İsviçre’den katılan Ufuk Emiroğlu’nun ilk filmi “Babam, Devrim ve Ben”in (Mon Pêre, la Rêvolution et moi) dünya prömiyeri ise Documentarist’te gerçekleşecek.
Türkiyeli belgeselcilerin filmlerini seyirciyle buluşturacak olan Türkiye Panorama bölümünün öne çıkan filmleri arasında; Doğu Akıncı’nın “Mustafa’nın Yaşam Zinciri” (2012), Piran Baydemir’in “Fecîra” (2013), Onur Günay & Burcu Yıldız’ın “Garod” (2012), Hatice Kamer’in “Annemin Pususlası” (2012), Dilek Gökçin’in “Bûka Baranê” (2013) ve Ayşe Funda Aras’ın “Gurbet Pastası” (2013) filmleri yer alıyor. Bu sene festival Türkiye yapımı tüm filmleri ücretsiz gösterme kararı aldı.
Yeni Yetenek Ödülü 
Türkiye’den bu sene rekor sayıda başvuru alan Documentarist, yeni kuşak belgeselcilerin buluşma platformu olma misyonunu da sürdürüyor. Yerli belgesellerden oluşan geniş bir seçkinin sunulacağı festivalde, Türkiye’den genç belgeselcilere verilen Johan van der Keuken Yeni Yetenek Ödülü bir kez daha sahibini bulacak. Bu sene 17 filmin aday olduğu 2013 JvdK Yeni Yetenek Ödülü’nün jürisi yazar ve oyuncu Ercan Kesal, film eleştirmeni Alin Taşçıyan, akademisyen Defne Karaosmanoğlu, Hollanda Başkonsolosluğu Kültür Ataşesi Jeroen Gankema ve geçtiğimiz yıl “Beklemek’’ adlı belgeseliyle JvdK Yeni Yetenek Ödülü’nü kazanan Bülent Öztürk’ten oluşuyor.

Bütün Türkiye yapımı filmler, belgesel klasikleri ve yan etkinliklerin ücretsiz olduğu festivalde, filmlerin gösterim ücreti ise 5 TL. Biletler MyBilet’ten ve festival süresince salon girişlerinden temin edilebilir.

Önceki makaleGünlerin Köpüğü Vizyona Giriyor
Sonraki makaleBir Zamanlar Anadolu’da
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here