Sinemanın hayatın gündemini yakalamaya yönelik hamleleri, bu hamleleri gerçekçi veya doğaüstü yorumlama tercihleri hep olmuştur. Seller, depremler, büyük terörist saldırılar, post-apokaliptik yorumlar ve tabii salgın hastalıklar bu yorumlardan payını fazlasıyla aldı. Covid 19 ile yaşadığımız uzun karantina dönemi sonrası normalleşme dönemine girildiğinde, bu kriz ve izolasyon halinden nasıl paylar çıkarılabileceği de senaristleri hareketlendirmiş olsa gerek. Şimdilik en azından Gemma Hurley, Rob Savage, Jed Shepherd üçlüsünü hareketlendirmiş ki, karşımıza bu karantina döneminin önemli bir parçası olan Zoom uygulamasından esinlenen bir korku gerilim fikriyle çıkagelmişler. Haley, Jemma, Emma, Radina, Caroline ve Teddy adlı altı arkadaş, Haley’nin ayarladığı Seylan adında bir medyumla anlaşarak karantina dönemine biraz heyecan katmak için Zoom üzerinden ruh çağırma seansı planlamışlardır. Ama Seylan uyardığı halde içlerinden Jemma ruh alemine karşı ciddiyetsiz tavırlar içine girince olay kontrolden çıkar ve aslında salgın zamanı en güvende oldukları evleri, bir anda kurtulmak istedikleri yerler haline gelir. Ruh çağırma seansları ve sonuçları üzerine kim bilir kaç korku filmi yapılmıştır. Tıpkı sinemanın vazgeçemediği zombi temasında olduğu gibi. Zombilik müesesesini salgın hastalıklarla bağdaştırmak hep kolay olmuştur. Bu kolaylık sayesinde her döneme entegre etme şansı da var. Şimdi de Host, bu salgının sebep olduğu karantina sürecinde ruh çağırma olgusunu dijital ortamda bir salgına dönüştürme fikriyle yepyeni bir kapı aralıyor.
Host fikir olarak olduğu kadar, bu fikrin gerektirdiği aplikasyon entegrasyonuyla da heyecan verici bir buluş. Öncesinde bir sürü kısa film çekmiş yönetmen Rob Savage, fazla görünmeyen tek erkek karakter Teddy’yi dış kulvardan dahil edersek, ağırlıklı olarak beş kız arkadaşın her biri için açtığı Zoom penceresiyle filmine beş kulvar açıyor. Bu kulvarları bazen ikiye, üçe, bazen teke düşürüyor. Yarattığı bu serbest oyun alanına istediği gibi müdahalelerde bulunarak yavaş yavaş her biri için tekinsiz anlar, güvensiz alanlar oluşturmaya başlıyor. 1-2 saniyelik tuhaf görüntülerle tansiyonu yükselteceğinin işaretlerini veren film, seyircide yarattığı paranoya ile önünde duran beş ekranı tedirgin bir şekilde kolaçan ettirmeye çalışıyor. Herhangi bir detayı kaçırmamaya çalışmanın, hangi pencereden, nasıl bir tuhaflıkla karşılaşacağını bilememenin verdiği paranoya dozunu çok iyi ayarlayan Savage, Zoom programının filtrelerinden, efektlerinden, ani bağlantı kopmalarından, selfie çubuğundan, ses ayarlarından bile faydalanarak deyim yerindeyse gerilimini her taşın altına saklıyor. Kızları ekran başına sabitlemeyip, duydukları sesler ya da başka nedenlerle evin içinde de dolaştıran, bu sayede bu dijital evreni iyice güvensiz hale getiren Savage, bu sayede çığrından çıkmasını istediği korku/gerilim anlarını filme çok iyi serpiştiriyor. Evlerinde tek başına kalan kızlar için, yaşadıkları bu tuhaf ve ürkütücü anlar yüzünden korkup Zoom’dan çıkma fikrini, yanlız kalınca daha fazla korkacakları fikriyle kolayca bertaraf eden film, onları olduğu kadar seyirciyi de o evlere ve Zoom’a hapsediyor. Göremediğimiz Covid 19’un herkesi hapsettiği gibi.
1999 senesinde The Blair Witch Project’in yarattığı “buluntu film” furyasına o kadar çok film dahil oldu ki, sadece ilk filmleri olmak üzere [Rec], V/H/S ve Paranormal Activity gibi yaratıcı fikirlerin yanında keşfedilmeyi bekleyen daha ufak filmler ya da çok kötü taklitler sayesinde bir alt tür oluştu. Host’un da canlı kamera görüntüleriyle oluşturduğu çiğlik, ekranı birkaç parçaya bölen, her parçayı istim üstünde tutan o buluntu film amatörlüğünün ruhuna hiç uzak değil. Aslında Host’tan önce de bazı chat uygulamalarından ilham alan ufak tefek gerilim filmleri de yapılmıştı. Host da buluntu film klişelerinden faydalanmayı ihmal etmiyor. Ama karantinayla beraber iş, okul, sosyal hayatımıza giren Zoom’un yarattığı aşinalık, Host’un ürkütücülüğüyle daha fazla özdeşleşme yaşamamızı sağlıyor. Yaklaşık 55 dakikalık süresine, istense standart 90 dakika uzunluğunda bile çekilecek olmasına rağmen bu kısalığı hiç hissettirmeyen, girişi, gelişmesi ve sonucuyla bir korku filminden bekleneni verebilen Host, gerçek isimleriyle rol alan oyuncuların başarılı performanslarıyla bu özdeşleşmeyi kolaylaştırıyor. Tansiyonu bilinçli biçimde arttırıp final bloğunda delilik sınırlarında gezdiren film, tercihlerine hiç bir açıklama ve mazeret getirmek istemediği için korkulan biçimde olası devam filmlerine de davetiye çıkarıyor. Klişeleri, orijinallikleri, güncelliği, germe ve korkutma becerilerini kısa süresine ekonomik biçimde dağıtan iş bitiriciliğiyle Host, içinde bulunduğumuz krizi kendi alanında fırsata çevirmiş bir film.
Osman Danacı