Ana sayfa Haber Muhteşem Güzellik Vizyona Giriyor

Muhteşem Güzellik Vizyona Giriyor

682
0


Muhteşem Güzellik (La Grande Bellazza)

Yönetmen: Paolo Sorrentino
Senaryo: Paolo Sorrentino, Umberto Contarello
Oyuncular: Toni Servillo, Carlo Verdone, Sabrina Ferilli
Dağıtım: Pinema
İtalya, 2013, 142 dk.
Paolo Sorrentino’nun yönettiği ve Toni Servillo, Carlo Verdone, Sabrina Ferilli ile Carlo Buccirosso’nun oynadığı Muhteşem Güzellik (The Great Beauty), 07 Şubat 2014’de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Konu:
İlerleyen yaşına rağmen karşı konulamaz bir cazibesi olan yakışıklı Jep Gamberdella, Roma’nın tadını sonuna kadar çıkarmaktadır. Şık akşam yemeklerinden çılgın partilere koşar. Kıvrak zekâsı ve mizahi kişiliğiyle her zaman bağımlılık yapan biri olmuştur. Onun için masumiyetini koruyan tek şey hâlâ hayallerinde yaşattığı eski aşkıdır. Artık yeniden kalemi kağıdı eline alıp yazmanın zamanı gelmiştir.
Yönetmenin Notu:
Muhteşem Güzellik, gerçekliğin karmaşık ve katmanlı bir temsilini oluşturan minimalist dramların birleşiminden oluşan bir film. İtalyan halkının insani koşullarını, en bilinen ve ülkeyi en iyi ifade eden şehri olan Roma’da yakalayıp yansıtmayı amaçlıyor.
Film, bugün İtalyan toplumunun her seviyesini sarmış olan zayıflık ve çöküş hissinin muhteşem bir enkazın temsili gibi… Fakat anlam kaybının ardında, değerlerin yıkılışının ardında ve son tahlilde davranışlardaki estetik yozlaşmanın ardında, ‘Güzelliği’ bulmak hala mümkün… Sabit, ebedi ve kayıtsız, berbat derecede insani ve basit biçimde berbat… Minimalist yönüne karşın, filmin zengin ve hayal gücü yüksek bir görsel yapısı var. Bu yapı, filmin başrol oyuncusu Jep Gambardella’ya, parçası olduğu perişan ve gülünç dünyanın trajik freskinin gözler önüne serilişinde eşlik ediyor. Filmdeki müzik seçimi de şizofrenik bir yaklaşımın izlerini gösteriyor. Anlamsız ticari küçük şarkılar, kahramanın geceleri
partilerde olduğu esnada duyulan obsesif arka plan müzikleri ve bunların tam karşısındaki kutsal minimalist müziklerin saf ve objektif güzelliği, bana göre mimari ve dini “Roma” kabuğunun ihtişamını çok iyi yansıtıyor. Çünkü bu kırılgan ve tutarsız insanlığın mücadele verdiği ortamın arka planında, bu kabalık karşısında nasıl hayatta kalacağını bilen bir şehir var. Roma, harikalığın ve büyüklüğün bir sığınağı olma özelliğini asla yitirmeyen bir şehir… Aslında, sık yaşandığı üzere sinema ve edebiyat, gerçekliğin çöküş ve çürümesinin bünyesinde nasıl gizli ve bazen de umutsuz bir ‘Güzellik’ barındırdığını çok iyi bir şekilde gösteriyor.
Avrupa Sineması Öneriyor:
Ne çekse izleriz dediğimiz, başdöndürücü ve şaşırtıcı mizansen anlayışıyla hepimizi kendisine hayran bırakan, yönetmenliğe merak saranları yeteneğiyle ümitsizliğe sürükleyen İtalyan usta Paolo Sorrentino kariyerinin en iyi filmlerinden birine imza attı. Roma, Fellini’den sonra hiçbir bu kadar güzel anlatılmadı!
“Gençliğinde çok ses getiren bir roman yazmış, sonrasında alaycı röportajlar yapıp sıkı partiler vererek yaşamını burjuvazinin yeraltı dünyasında geçirmiş Jep Gambardella’nın kendi varoluşunu sorgulayacak kadar yaşlanmasıyla film başlıyor. Buradan itibaren, Jep bir yandan anılarla dolu yaşamını ve gençlik aşkını düşlüyor öte yandansa gece hayatına yeni dostluklar kurarak devam ediyor. Artık toplumsal normlardan yana pek bir çekincesi kalmamış olan Jep, bir flanörün düşünce çeşitliliğiyle çevresine bakıyor. Sorrentino’nun alabildiğine dinamik kamerası mekanlar arasında ve tarih içinde salınırken zenginlik, cinsellik, din, sanat ve zevkler üzerine yepyeni imgeler üretiyor. Belli bir kesim için de olsa varoluşun anlamını sorun edinen böylesi bir filmde, Jep gibi safi tefekkürden ziyade sürekli eyleyen bir karakterin varlığıysa hikayeyi her anında keşiflere açık kılıyor. Sinema başkalarının hayatlarını izlemek ya, Muhteşem Güzellik de lüks ve tarihi bir yalının içindeki sirk ortamını gösteriyor.” (Yiğitalp Ertem)


Önceki makaleBilgi Sinema Kulübü Şubat Programı
Sonraki makalePolonyalı Ustalar Pera’da
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here