Ana sayfa Haber Pera Müzesi’nden Gençlere Özgü Program

Pera Müzesi’nden Gençlere Özgü Program

861
0


“Yaşlılar her şeye inanır, orta yaşlılar her şeyden kuşku duyar, gençler her şeyi bilir.” – Oscar Wilde
Pera Film bahar-yaz finalini 18 Mayıs-23 Haziran tarihleri arasında “Gençlik Güzel Şey” başlığıyla, gençlik temasını keşfeden bir programla yapıyor. Fransız Kültür Merkezi’nin katkılarıyla sunduğumuz, anlatı ve belgesel türlerini içeren seçkide, erişkinliğe adım atmanın anlam, güzellik ve zorluklarını ve gençlerin yaşam, aşk ve değişimle nasıl baş ettiklerini konu alan filmlere yer veriliyor.
Programda yer alan filmler;
Giacomo’nun Yazı (Summer of Giacomo)
Yönetmen:  Alessandro Comodin
Fransa, İtalya, Belçika, 2011, 78’
Kuzeydoğu İtalya’nın kırsal bir bölgesinde, 19 yaşındaki sağır Giacomo ile çocukluk arkadaşı Stefania, yaz günlerini oyunlar, sohbet ve bölgedeki ırmakta yüzüşlerle geçirirler. Bu durgun, tensel zevklerin egemen olduğu ortamda zaman ağır geçer, ama çok geçmeden bir başka gerçeklik –ve belgesel ile kurmacanın karşıtlığı– iki gencin acı-tatlı serüvenlerine beklenmedik bir anlam katar.
Biz, Clèves Prensesleri (Nous princesses de cleves)
Yönetmen:  Régis Sauder
Fransa, 2011, 69’
Ah, büyük edebiyat yapıtlarının öğrencilere zorunlu okuma olarak kabul ettirildiği lise İngilizce dersleri. O bir başka çağın çarpıcı anlatım ve karakterleri ile dolu koca koca ciltlerin, her gencin eğitiminde hayati derecede önemli olduğu varsayılır, ama bu kitaplar bin bir kaygı içindeki gençlerin gündelik yaşamındaki gerçeklerlerle ne kadar bağlantılıdır? Yönetmen Régis Sauder, çağdaş gençlerin yaşamına yeni ve yaratıcı bir bakışla, 17. yüzyıl romanı Clèves Prensesi’nin ders olarak okutulduğu Marsilya’daki bir lise sınıfında öğrencilerin gerçek sesleri ve duyguları aracılığıyla, klasik edebiyat ile çağdaş gençlerin yaşamı arasında o tarifi zor bağlantıyı kurmaya çalışıyor. Kral II. Henri’nin 16. yüzyıl sarayında geçen bir aşk ve görev öyküsü olan bu klasik metin, Fransız okullarında onyıllarca okutulmuştur. Ama Sauder romanı yeni bir gözle yorumluyor, romanın öyküsü ile öğrencilerin –ağırlıklı olarak işçi ve göçmen ailelerden ve farklı kökenlerden gelen bir gençler topluluğu– yaşamlarını yan yana getiriyor. Öğrenciler, bakalorya sınavları için stresli hazırlığa başlarken, kitaptan seçilmiş pasajlar okuyorlar ve içtenlikle kendi umut ve hayallerinden, aşk ve gönül yaralarından, aile ve arkadaşlarından ve günümüz Fransız toplumunda kendi yerlerinden söz ediyorlar.
Belle Épine
Yönetmen:  Rebecca Zlotowski
Fransa, 2010, 80’
Zlotowski’nin Belle Épine’i, annesinin ölümüyle ve babasının yokluğuyla başa çıkmaya çalışan bir genç kızın erişkinliğe adım atma öyküsüdür. Genç kız, asosyal davranışlar içine girer, onu destekleyen teyzesinin ve eniştesinin temsil ettiği Yahudi geçmişine yüz çevirir ve varoşlu bir sınıf arkadaşının ve onun motosikletli arkadaşlarının çevresine katılır: Bu gençler, geceleri şehrin dış mahallelerinde kaotik, kimi zaman ölümcül motosiklet yarışları için bir araya gelmektedirler. Film, saygın Louis Delluc Ödülü’nü kazanmış ve baş rol oyuncusu Léa Seydoux, César Ödülü’ne aday gösterilmiştir. On yedi yaşındaki bir kızın bu çarpıcı derecede içten portresi, keskin bir psikolojik gözlemle, onun muhalif gençlikten erişkinliğin ilk aşamalarına geçişini gözler önüne serer.
Zehir Gibi Aşk (Un poison violent)
Yönetmen:  Katell Quillévéré
Fransa, 2010, 82’
14 yaşındaki Anna, tatillerini dedesinin evinde geçirir. Eve geldiğinde, babasının evi terk ettiğini ve annesinin perişan halde olduğunu görür. Birçok dini soruya yanıt bulması gereken genç kız, aynı zamanda özgür ruhlu genç Pierre’e duyduğu ilk hisle ve bedeninin geçirmekte olduğu ve insanların ona bakışlarını değiştiren değişikliklerle sarsılır… Bu önemli ve ani değişikliklerin kıskacı altındaki Anna, köyünde oturan bir rahibin yardımıyla sorunlarını aşmaya çalışır…
Anılara Yolculuk (Memory Lane)
Yönetmen:  Mikhaël Hers
Fransa, 2010, 98’
Ağustosun sonlarında, Eylülün başlarında, Mikhaël Hers’ün filminin yaklaşık yirmi karakteri, yetiştikleri Paris banliyösünde bir araya gelirler. Bazıları hâlâ orada yaşamaktadır, bazıları ise, göçmen kuşlar gibi, güzel havanın –ya da, her iyi oğul ya da kız evlat gibi, anne babalarının çektiği özlem ve acıların– etkisiyle geri gelmişlerdir. En azından seyir süresinin bir kısmı boyunca, pencereden dışarıya bakışa bir övgü niteliği taşıyan film, hiç de gösterişli olmayan atmosfer üzerinde duruşuyla bir özlem havası yaratır: sert rüzgâr, böcek cıvıltıları, uzaktaki Paris’in tepeden olağanüstü görünümü.
 Çiftlikte Yaşam (La vie au ranch)
Yönetmen:  Sophie Letourneur
Fransa, 2009, 90’
Letourneur, vefat etmiş olan Fransız ustaları Rohmer ve Rouch’un yapıtlarıyla karşılaştırılan ilk uzun metrajlı filminde, bohem kızlardan meydana gelen küçük bir grubun görünürde oldukça mutlu gündelik yaşamını derin bir kavrayış ve mizahla sergiler (kızlar, Sol Yaka’da “Çiftlik” adını verdikleri yerde birlikte yaşarlar). Yaklaşık 20 yaşlarında, birbirine çok bağlı bu grup, Lola, Pam, Manon, Chloé ve Jude’dan oluşur. Profesyonel olmayan oyuncuların canlandırdığı ve gerçek yaşamlarında da birbirlerinin arkadaşı olan bu kızlar, zeki ve biraz saftırlar, çoğu zaman bir saatleri bir saatlerine uymaz, günlerini içki içerek, sigara tüttürerek, gülerek, dans ederek, dedikodu yaparak ve aşk yaşamlarını tartışarak geçirirler. Ta ki her biri, gruptan ayrılıp kendi yaşamının izinden gitmesi gerektiğini anlayıncaya kadar. Bağımsız Sinema Derneği’nin 2010 Cannes filmleri listesinde yer alan La Vie au Ranch, beğenilen bir festival filmi olup Viyana Uluslararası Film Festivali’nde, Vancouver’da, Sidney’de, Belfort’ta (orada En İyi Fransız Filmi Ödülü’nü almıştır) ve Rotterdam Uluslararası Film Festivali’nde gösterildi. Letourner’in yarı otobiyografik ilk uzun metrajlı filmi, amatör oyuncuların performanslarını, çok katmanlı diyalogları ve gerçek yaşam kast deneyimlerini kusursuz şekilde birleştirmektedir.
Gösterim Programı
18 Mayıs Cumartesi
14:00 Çiftlikte Yaşam
19 Mayıs Pazar
14:00 Zehir Gibi Aşk
16:00 Belle Épine
29 Mayıs Çarşamba
19:00 Zehir Gibi Aşk
19 Haziran Çarşamba
19:00 Giacomo’nun Yazı
20 Haziran Perşembe
19:00 Biz, Clèves Prensesleri
21 Haziran Cuma
19:00 Anılara Yolculuk
22 Haziran Cumartesi
15:00 Biz, Clèves Prensesleri
17:00 Giacomo’nun Yazı
19:00 Çiftlikte Yaşam
23 Haziran Pazar
15:00 Belle Épine
17:00 Anılara Yolculuk

Önceki makaleMerakla Beklediklerimiz: The Broken Circle Breakdown
Sonraki makaleİLEF Söyleşilerinin Konuğu Pelin Esmer
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here