Ana sayfa Haber Gezici Festival’de Türkiye Panoraması

Gezici Festival’de Türkiye Panoraması

570
0


Gezici Festival, Türkiye Sineması 2012 bölümünde, usta yönetmenlerin beklenen filmlerinden yeni yönetmenlerin ödül alan filmlerine, ülkemizde bu yıl çekilen uzun metrajlı filmlerden derlenen zengin bir seçki sunuyor. Türkiye’de kadın olma durumu, yakın tarihimizle hesaplaşma ve Anadolu’nun öteki yüzüne bakan filmlerin yönetmen ve senaristleri Gezici Festival’in Ankara galalarında izleyicilerle bir araya gelecek.

Gezici Festival’in ilk konuğu, 30 Kasım’da Zerre filminin senarist ve yönetmeni Erdem Tepegöz ve yapımcısı Kağan Daldal olacak. 1 Aralık’ta Lal Gece filminin gösterimi sonrası yönetmen Reis Çelik; Babamın Sesi’nin gösteriminden sonra da filmin senarist  ve yönetmenlerinden Orhan Eskiköy izleyicilerle buluşacak. 2 Aralık’ta yönetmen ve senarist Ali Aydın, Küf filminin gösterimine katılacak. Gezici Festival, 3 Aralık’ta Araf’ın senarist  ve yönetmeni Yeşim Ustaoğlu’nu, 4 Aralık’ta ise Devir filminin senarist  ve yönetmeni Derviş Zaim’i konuk edecek.

Geçtiğimiz yıl da Gezici Festival izleyicisiyle buluşan Zeki Demirkubuz, son filmi Yeraltı’nın 5 ve 6 Aralık Aralık’taki gösteriminden sonra izleyicilerin sorularını yanıtlayacak. Festivalin Ankara’daki son gününde ise, Şimdiki Zaman filminin yönetmeni ve senaristi Belmin Söylemez ile filmin senarist ve yapımcısı Haşmet Topaloğlu festival izleyicisiyle bir araya gelecek.

Kadın yönetmenler ve Türkiye’de kadın olma
Gezici Festival, iki kadın yönetmenin bakışıyla aşkı, cinselliği ve kadın olmayı sorgularken; Türkiye’de kadın olma durumuna da en yeni örneklerle bakıyor. Antalya’da En İyi İlk Film ve Yönetmen de dahil dört ödül kazanan, Erdem Tepegöz’ün yönettiği Zerre, bir kadının küçük kızı ve annesiyle hayata tutunma çabasını anlatıyor. Cüneyt Cebenoyan’ın gerçekçiliğini Dardenne Kardeşler’in anlatımıyla karşılaştırdığı film, işçi sınıfına alışılmadık bir bakış sunuyor.

Adana’dan üç ödülle dönen, Belmin Söylemez’in yönettiği ve senaryosunu Haşmet Topaloğlu’yla birlikte yazdığı Şimdiki Zaman, bir kadının yaşamındaki tıkanıklığa ve şimdiki zamandan kurtulma çabasına bakıyor. Sanem Öge, kendisine Istanbul’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran Mina rolünde kahve fincanlarında başkalarının falına bakarken, kendi geleceğini de arayan bir kadını canlandırıyor.

İnan Temelkuran’ın Kristen Stevens’la birlikte yönettiği belgesel Siirt’in Sırrı, milli güreşçi Evin Demirhan’ın öyküsünü anlatıyor. Altın Koza’da üç ödül ve Antalya’da En İyi Belgesel ödülünü kazanan film, Evin’in bir yandan Türkiye’nin küçük bir şehrinde yaşayan, diğer yandan da dünya arenasında başarıya koşan genç bir kız olarak portresini çiziyor.

Yeşim Ustaoğlu, Adana, Moskova, Abu Dhabi ve Tokyo’dan ödüllerle dönen filmi Araf’ta geçmişle geleceğin arasına sıkışmış yaşamlar süren Zehra ve Olgun’un olgunlaşma hikayesini trajik bir aşkla harmanlayarak anlatıyor. Ustaoğlu, bir kez daha hüzünlü insan hikayelerinden yola çıkarak toplumsal dönüşüme ayna tutuyor.

Yakın tarihimizle hesaplaşma
Bu bölümde gösterilecek ödüllü iki film, Türkiye’nin yakın tarihinin karanlık yüzüne yürek parçalayan insan hikayeleriyle bakıyor. Venedik Film Festivali’nde Geleceğin Aslanı ödülünü alan Ali Aydın’ın yönettiği Küf, 18 yıldır oğlundan haber alamayan bir babanın hüzünlü öyküsünü anlatıyor. Yalnız bir demiryolu çalışanı olan Basri’yi sade ve iz bırakan oyunculuğuyla Ercan Kesal canlandırıyor.

Orhan Eskiköy ve Zeynel Doğan’ın Altın Koza’dan En İyi Film ve Senaryo ödülleriyle dönen filmleri Babamın Sesi de bu bölümde gösterilecek. Eskiköy ve Doğan, Maraş Katliamı’nın etkisi ve Türkiye’nin asimilasyon politikalarına Kürt-Alevi bir ailenin hikayesi üzerinden bakıyor.

Anadolu’nun öteki yüzü
Türkiye Sineması 2012, Anadolu’nun koyun çobanlarını, Güneydoğu Anadolu’nun taşlaşmış feodal düzenini ve puslu bir Ankara’yı üç usta yönetmenin kendi özgün bakışlarıyla anlatıyor. Reis Çelik, Berlin’de Kristal Ayı kazanan son filmi Lal Gece’de Anadolu’nun kadını yok sayan ataerkil ve feodal yapısına alışık olmadığımız bir pencereden bakıyor. Çelik, 14 yaşında bir kızla yaşlı bir adamı zifaf odasına koyuyor ve kamerasını film boyunca giderek gerilen bu odadan ayırmıyor.

Zeki Demirkubuz, St. Petersburg’da İzleyici Ödülü, Osians’ Cinefan’da En İyi Asya Filmi Ödülü ve Istanbul’da beş ödül alan filmi Yeraltı’nda Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” adlı eserini çarpıcı bir uyarlamayla günümüz Ankara’sına aktarıyor. Engin Günaydın, takıntılı, içine kapanık devlet memuru Muharrem’in çöküşünü izleyiciyi sarsan bir gerçekçilikle veriyor. Derviş Zaim, son filmi Devir’de kamerasını Anadolu’ya ve doğanın döngüsüne çeviriyor. Burdur’un Hasanpaşa ilçesinde yaklaşık 750 yıllık bir geçmişi olan koyun yıkama şenliği etrafında gelişen film, üç koyun çobanı üzerinden yöre insanlarını ve yöre hayatını gözler önüne seriyor.

Ankara Sinema Derneği tarafından T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenecek Gezici Festival 30 Kasım–10 Aralık 2012 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak. Festival her yıl olduğu gibi Ankara’dan başlayacak, 30 Kasım–6 Aralık’taki gösterimlerin ardından 7-10 Aralık tarihleri arasında geçtiğimiz yıl da festivale ev sahipliği yapan Sinop’a, Sinop Valiliği, Sinop Belediyesi ve Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin katkılarıyla  konuk olacak. 
Önceki makaleHayal Perdesi’nin 31. Sayısı Yayında
Sonraki makaleHaneke’nin Son Filmi Aşk Vizyona Giriyor
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here