Bir Zamanlar Anadolu’da / Tiglon
Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan
Oyuncular: Muhammet Uzuner, Yılmaz Erdoğan, Taner Birsel
Türkiye, 2011, 150 dk.
Nuri Bilge Ceylan, son filmiyle kentsel kaygılarını bir kenara bırakıp, tekrar taşranın sıkıntılı dünyasına ama bu sefer bir cinayet hikâyesinin gerilimi ile dönüyor. Yolların tek düzeliği ve kasabanın insana yeni bir şey sunmamasının sıradanlığını fona alan Bir Zamanlar Anadolu’da adıyla da klasiklere gönderme taşıyor.
Bir Zamanlar Anadolu’da filmini büyük yapan şey ise, derinlemesine ele alınan karakterlerin yer yer birbirleriyle kesişen, yer yer ayrıksı ve karşıt konumlanan çok katmanlılığı. Aynı coğrafyayı paylaşan bu adamlarda, Ceylan’ın sinemasının da merkezinde bulunan taşra sıkıntısı ve geçmişe saplanıp kalmışlık var. Polisin doktora verdiği, daha yaşı geçmemişken ve evli değilken oralardan gitmesi öğüdü ve doktorun orada kalakalmışlığı Kasaba (1997), Mayıs Sıkıntısı (1999) ve Uzak (2002)’tan aşina olunan bir saplanmışlığı imliyor. Bir yandan içlerindeki sıkıntılarla mücadele eden karakterler, her tepe aşıldığında çilelerinin biteceğini düşünürken, tekrar tekrar yola devam etmekten başka çareleri olmadığının farkına varıyorlar. Filmin ustaca kurulan, rastlantı gibi görünen (elektrik kesilmesi, yağmur ve gök gürültüsü vb. sahneler), aslında bireyleri birbirileri ve kendileriyle yüzleştirmek için kurulan oyunlar vasıtasıyla kalabalık ekip birbiriyle yakınlaşıyor. Bu da aralarındaki güç ilişkilerinin sinsice açığa çıkmasına yol açıyor. Çaresizlikleri geçmişten onlara seslenirken, kendi küçüklü büyüklü menfaatleri uğrunda, meşhur “kendini gerçekleştirme” idealinden çok uzakta olsalar da yaşayıp gidiyor kasabalılar. İşte bu uzaktan bakınca sıradan ve küçücük görünen, yüzlerine yaklaştıkça bitkinlikleri, bıkkınlıkları ve biriciklikleri seçilen adamlar perdede kocaman hikâyelere dönüşüyorlar.