Woody Allen hayat ve sanat hakkındaki tefekkürüne, Londra ve Barselona’dan sonra şimdi de Paris’te devam ediyor. Owen Wilson’ı Paris’in sokaklarında ve tarihinde gezdiren filmini, Altyazı dergisi Eylül sayısının kapağına taşıyor. Açılışını yaptığı Cannes Film Festivali’nde de övgülerle karşılanan Paris’te Gece Yarısı ile ilgili ilk değerlendirme Altyazı’da.
Rıza ve Pus filmleriyle başlayan ‘Ölüm Üçlemesi’, İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale kazanan Saç ile sona eriyor. Altyazı yazarları, Tayfun Pirselimoğlu’nun üçlemesini kentin çeperlerindeki bireylerin yaşadığı yabancılaşmayı gözler önüne seren yapıtlar olarak ele alıyor.
Absürd mizah anlayışıyla kısa zamanda fenomene dönüşen Leyla ile Mecnun’un ikinci sezonu başladı. Altyazı, “TV dünyasında bir istisna” olarak gördüğü diziyi sayfalarına taşıyor. Erkeklik hallerinden büyüme sancılarına, sinemasal konvansiyonlardan televizyon klişelerine, önüne gelenle dalgasını geçen dizinin ruhu, dünyası ve karakterleri mercek altında.
Değerli tarihçi Cemal Kafadar, Süleymaniye’de Haliç manzaralı bir “kahvehane”de Altyazı’nın ‘İzliyorum’ köşesine konuk oldu. Filmlerden yola çıkarak 60’ların İstanbul’uyla başlayan sohbet, “bir Post-Tayyip distopyası” olarak Reha Erdem’in Kars’ına kadar uzandı. “Tarihin bir ders ağırlığındaki tortusu” bu söyleşide ortadan kalkıyor ve sinemanın zamanı “kamera öncesi”ne kadar genişliyor.
Derginin eleştiri sayfalarında ise, Maymunlar Cehennemi: Başlangıç, Üç, Harry Potter ve Ölüm Yadigârları: Bölüm 2, İmkânsızın Şarkısı, Akılalmaz, Yağmuru Bile ve Aşırıcılar filmleriyle ilgili yazılara yer veriliyor.