Ana sayfa Filmlerden Sekanslar Filmlerden Sekanslar -7-

Filmlerden Sekanslar -7-

772
0


Suat, Nurten’e aşıktır. Ona sürekli mektup yazar. Ama Nurten onun mektuplarını hiçbir zaman alamaz. Sonrada Suat’ın takım arkadaşı Serkan’la evlenir. Onu teskin etmek de antrenör Hacı’ya kalır.

Suat : Niye böyle oldu be abi? Ben çok sevmiştim be abi. O kadar mektup gönderdim. İnsan bir cevap yazar. Benim günahım ne be abi?

Hacı : Bak koçum, belli olmuyor ama, benim bir tek kulağımın arkası kaldı… Artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim. Sevgililer… Bizim olanlar ya da olmayanlar, hepsi iz bırakır. Bu izler, şimdi seninki gibi çok derinini çiziyor. Hepsi kalır. Ama inan, yeni izler de olacak. Yaşlıları düşün… Sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler. Ama öyle değil. Ne kadar acı çekersen çek, şunu hiç unutma: Çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer… Ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya ya da resim olurlar, senin gibi kazına kazına…

Suat : Beni çok derin kazıdılar abi. Ama altından sarı-yeşil çıktı. Sen demiştin ya abi… Hani sonbaharda dağlarda çamların arasından görünen yaprakları sararan çınar ağaçlarına bakıp… İşte, bizim takım demiştin. İşte… Bizim takım o abi.

Hacı : Bizim takım… Hep yeşil kalan çamlar ve hep sararan çınarlar… Hayatta “torba” yeşil kalmak da var, sararmak da… Dağın rengi budur, dağın rengi… Neyse, Serkan senin takım arkadaşın, Nurten de artık ya yengen ya da bacın… O artık yok, belki de hiç yoktu… Haydi, sil gözlerini. Bu kadar diyet yeter.

Suat : Evet abi, artık o yenge ben de kaleci… Kaleci “torba” Suat…

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar (2000)

Önceki makaleL’illusionniste
Sonraki makaleOnur Ünlü’den Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here