Polisin, örgüt militanlarına (filmde bahsedildiği üzere) düzenlediği baskından sonra, ortada küçük bir kız çocuğu kalmıştır. Kimi kimsesi olmayan Hejar’ı kapısında bulan emekli yargıç Rıfat Bey, kızı yanına alarak ona bakmaya başlar. Bir gece yemek masasında otururlarken, Rıfat Bey haberlerde gördüğü ölüm haberlerinden sonra içini Hejar’a döker. Rıfat Bey konuştukça gözyaşlarına hâkim olamaz, onu teselli etmek de küçük Hejar’a düşer.
Rıfat Bey: Ölümün ucundan döndün çocuk. Ölüme yakın olan benim, sen değil… Anam ebelik yapıp okuttu beni. Akıllı kadındı… Çok çalıştı, genç öldü. Şimdikiler özel okullarda okuyor. İngilizce… Bir millet diline sahip çıkmalı!
……….
Rıfat Bey: İnsanlar bozuldu.
Hejar: Ağlama!
Rıfat Bey: İnsanları bozduk… Biz bozduk. Dengeyi bozduk, doğayı bozduk, her şeyi bozduk…
Hejar: Ağlama!