Daha önce ‘İtiraf’ filmi için de Ankara’da çalıştığını anımsatan Demirkubuz, “Ankara’daki sinematografi çok keşfedilmiş değil; şu ana kadar Behzat Ç. bunu keşfetti ve bunu da iyi yapıyor. Simetrik duygusundan olabilir bana Ankara’daki sinematografi mükemmel geliyor” diye konuştu.
‘Yeraltı’nda sistem eleştirisini doğrudan değil ahlaksal bir sorgulamayla getirdiğini belirten Demirkubuz, “Ahlaki olarak meseleleri ortaya çıkardım. Ahlaki çekişmelerini ortaya koydum. Ve sorgulamaya çalıştım. Bu tür bir yolla sistemi de sorguluyorsunuz zaten” dedi.
Filmin başrol oyuncusu Engin Günaydın ise filmde antikahramanı canlandırdığını dikkat çekerek, oynadığı karakteri, ‘kendi başına iş açanve yarattığı bu sıkıntıları çözdüğündeki başarıdan zevk alan’ biri olarak ifade etti. Günaydın, Zeki Demirkubuz’un sinema dünyasında kendisi için bir ‘kamp’ olduğunu dile getirerek, “Ben sinema hayatımda oyunculuğu ‘köşeli’ olarak görüyordum. Zeki Bey oyunculuğun başka bir şey olduğunu bana öğretti. Daha önceki bir filminde rol almıştım uzun zaman aradan sonra bu kampa yine girdim” dedi.
Sırrı Süreyya Önder de “Zeki Hoca” diye hitap ettiği Demirkubuz’la hem ‘zihinsel’ hem de ‘duygusal’ komşu olduklarını dile getirerek, “Çok ortak paydamız var. Ama bu eşitlik içermiyor. Bir hoca öğrenci ilişkisi” diye konuştu. Önder, çekimlerin atölye çalışması havasında geçtiğini de vurguladı.(Radikal)