Ana sayfa 2010'lar 2010 From Paris With Love

From Paris With Love

1283
1

Paris’teki Amerikan elçiliğinde görevli James Reece (Jonathan Rhys Meyers), yükselmek için gizlice istihbarat adına da çalışmaktadır. Sevgilisi Caroline’e evlenme teklif edeceği gece istihbarattan bir görev telefonu alır. Havaalanı güvenliğine takılan Amerikalı ajan Charlie Wax’ı (John Travolta) kurtarıp ona Paris’teki gizli görevinde yardımcı olmaktır. Bu görev, üst düzey bir bürokratın yeğeninin uyuşturucu problemi olarak görünmektedir. Ama daha geldiği ilk gece Paris’i birbirine katan Wax’ın bu görevden çok daha tehlikeli bir başka iş için Paris’e geldiği anlaşılır.

Banlieue 13 ve Taken gibi hız tutkunu Luc Besson aksiyonlarını yönetmiş Pierre Morel’in yeni filmi From Paris With Love, yine sıkı aksiyon numaralarıyla dikkat çeken bir film. Meyers-Travolta ikilisinin tuhaf birlikteliği, Morel’in mermi, yumruk, araba takibi hengâmesinde fazla göze batmıyor. Zaten oyuncu bazında kan uyuşması aranacak bir durum da yok. Taken’ın da temposu yüksekti. Fakat Morel sanki hız rekoru egale etmek istercesine yine gaza basmış. Haliyle çizgi film gibi sahnelere davetiye çıkarılmış. Besson’un dolaylı diyaloglarından ve kafasına 10 silah dayalıyken 2 saniyede durumu lehine çeviren, en zor anlarda bile espiri patlatabilen Amerikan buluşlarından yoğun izler taşıyan film, 90 dakikalık bir fragman olmak yerine yer yer soluklansa ve tek bir hedefe odaklansa Taken kadar ciddiye alınabilirdi. Lamba cini gibi bir Travolta’nın Paris’e gelip hanım hanımcık Meyers ile iki günde Pakistanlı kalabalık intihar ve suikast timini çökertmesi ancak filmlerde olur diyeceğim, gülünç olacak. Artık filmlerde bile bu kadar olmuyor.

Luc Besson’un piyasa kriterlerinden çok iyi anlayan, hatta çeşitli filmlerinde kendisinin koyduğu kriterleri hayata geçiren aksiyon mantığı hızlı da olsa tıkır tıkır işliyor. Bunu özellikle son zamanlarda sayıları artan Besson imzalı senaryo ve yapımcılıklara sahip fabrikasyon kirliliklerle karşılaştırarak söylüyorum. Yine de o Besson mamüllerinden hallice bir yapısı var filmin. Türün meraklılarına geçilmiş bir kıyak bile denebilir. Ama abur cuburdan öte biryerlere gittiği de yok. Morel, nasıl Taken’da Liam Neeson’ı yan bakılmaması gereken bir ajan eskisine döndürmüşse, burada da John Travolta’yı da kural tanımaz, gözükara ve bir miktar da karikatür bir ajana döndürmüş. Travolta sayesinde Pulp Fiction’a yapılan “royale with cheese” göndermesi de hoş muydu, değil miydi bilemedim şimdi. Hoştu galiba!

Osman Danacı
odanac@gmail.com

Önceki makaleLe Concert
Sonraki makaleDocumentarist Belgesel Günleri 2010
İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Sinema, müzik ve edebiyat, ilgi alanı olmaktan öteye geçmiş, yaşam biçimi olmuş. Geçmişinde radyo programı, bir gazetenin Pazar ekinde albüm eleştirmenliği ve amatör fotoğrafçılık yapmışlığı var. Öğrenciyken Shakespeare, Wordsworth, Austen, Hardy, Lawrence okumanın, Virginia Woolf üzerine bitirme tezi vermenin, önüne gelen her albümü dinlemenin, özellikle 80'leri ve 90'ları türlü komikliği ve dramatikliğiyle yaşamanın sonucu doğan yazma ihtiyacını sinema ve müziğin bünyesinde anlamlandırmaya çalışıyor.

1 YORUM

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here