Yönetmen: Jan Kounen
Fransa, 2009
1913 yılında Coco Chanel Paris’teki işini sürdürmektedir ve zengin yakışıklı Arthur ‘Boy’ Capel’e delicesine aşıktır. Théâtre des Champs-Élysées’de Igor Stravinsky “Bahar Ayini” isimli bale gösterisinin galasını yapmaktadır. Coco bu galaya katılır ve dili tutulur, fakat bu devrim niteliğindeki başyapıt fazla modern ve fazla radikal bulunduğundan öfkeli seyirciler yuhalar ve dalga geçerler. Ortalık ayağa kalkar. Stravinsky ise bir türlü avutulamaz. 7 yıl sonra artık zengin, saygın ve işinde başarılı olan Coco, ‘Boy’ Capel’in vefatıyla harap olur. Artık beş parasız bir mülteci olan ve Rus Devrimi’nden sonra Paris’e sürgüne gönderilen Stravinsky yeniden karşısına çıkar. İkili arasında anında ihtiras dolu bir çekim yaşanır. Coco Garches’taki yeni villasını çalışması için Stravinsky’e açar açmaz Stravinsky çocukları ve verem hastası karısıyla birlikte villaya taşınır. Ve bu iki yaratıcı muazzam kişi arasındaki tutku ve ihtiras dolu aşk ilişkisi başlamış olur.
Yönetmen: Alain Resnais
Fransa, 2009
Kaybolan bir cüzdanın bulunması Georges ve Marguerite arasında romantik bir kapı açar. Cüzdan sahibinin kimlik bilgilerine baktıktan sonra bu kırmızı cüzdanı polise teslim etmesi Georges için o kadar kolay olmaz. Marguerite’in de cüzdanı bulan kişinin kim olduğunu öğrenmeden cüzdanını geri alması düşünülemez. Teşekkür-rica faslı sürerken her ikisinin de sıradan hayatları karışmak üzeredir.
Yönetmen: Nicolas Winding Refn
İngiltere, 2009
İngiltere’nin 80’li yıllarda şiddet dolu davranışlarından ötürü en popüler mahkûmlarından biri olan Michael Peterson’ın gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan film, 19 yaşındaki genç Michael’ın çok çabuk öfkelenen karakter çizgileriyle başlıyor. Dünya üzerinde isminin kalıcı olmasını isteyen Michael’ın aklına bir gün postane soymak fikri gelir ve eline aldığı silahıyla hiç düşünmeden bunu gerçekleştirir. İlk olarak 7 yıl olarak kararlaştırılan hücre hapsi, hapishane içerisindeki uygunsuz hareketleri sonucunda 34 yıl olur.
Tüm bu seneler boyunca Peterson’ın aklı, yarattığı ‘Charles Bronson’ karakterinin kontrolündedir. Bronson’ın aklındaysa popüler kültürün dokunaklı sonu vardır. 21. yüzyılın ‘Otomatik Portakal’ı olarak nitelendirilen film, yüksek şiddet içeren sahneleriyle de adını duyurmakta.
Yönetmen: Corneliu Porumboiu
Romanya, 2009
Polis memuru Cristi ile birlikte çoğu yaşıtları gibi ‘ot’ kullanan liseli bir öğrenciyi 8 gün izliyoruz. Cristi’nin şefi gencin suçüstü yapılarak bir an önce yakalanmasını isterken, dürüst ve insancıl polis memuru tüm AB’de kalkan, Romanya’da da muhtemelen kısa bir süre sonra kaldırılacak bir yasaya dayanarak genç bir insanı hayat boyu örseleyecek bir davranışa boyun eğmek istemiyor. Yönetmen Corneliu Porumboiu – artık adı konması gereken – Rumen ekolüne özgü yalın ve gerçekçi anlatım dili ve olgunluğuyla enfes bir çalışma çıkarmış. Sanatçı bir yanda zihniyetlerin, yasaların ve toplumsal sistemlerin göreliğine ilişkin felsefi ve dilbilimci bir sav sergilerken, öte yanda özellikle filmin ikinci yarısında, ilk filminde (12:08 East of Bucharest, 2006) hayran kaldığımız o güzelim mizahını yakalamış. (Uğur Hüküm / Sansursuz.com)
Yönetmen: Bruno Dumont
Fransa, 2009
Bruno Dumont’un son filmi Flaman şair Hadewijch’in yaşamından yolan çıkarak; İsa’ya olan fanatiklik derecesindeki sevgisi yüzünden kafası çok karışan ve bu yüzden de manastırı terk etmeye zorlanan Céline adında 25 yaşında bir rahibenin öyküsünü anlatacak. Paris’teki ailesinin yanına orta sınıf yaşantısına geri dönen genç kız, burada Khaled adında yoldan çıkmış adi bir suçlu ile arkadaşlık kuracak.
Devamı yarın…
Hazırlayan/Derleyen: Barış Saydam & Melih Tu-men