Bunuel’in senaryosunu Salvador Dali ile yazmaya başladığı fakat sonradan aralarındaki kimi anlaşmazlıklar yüzünden Dali’nin yapımından çekildiği Altın Çağı, 60 dakikalık süresiyle orta metraj sayılabilecek, sinema tarihi ve Bunuel (Endülüs Köpeği’nden sonraki)’in ikinci sürrealist filmidir. Dine hakaret, şehvet, fetiş, sadizm ve anti-milliyetçilik gibi tabu söylemleri ilk defa bir arada oldukça cesur bir şekilde sunması açısından da miladi özellik taşır. Öyle ki, Paris’te gösterimi yapıldıktan sonra kısa süre içinde paramparça edilen Dali ve Ernst tabloları, film aleyhinde yapılan protestolar yüzünden dağıtımı durdurulmuş, yıllarca sansür altında kalmıştır. Bugün telif hakkının sonlanması üzerine herhangi birinin internetten ücretsiz izleyebileceği bir hâle gelmesi sansüre karşı önemli bir zafer sayılabilir.
Temel olarak, kavuşamayan iki tutkulu burjuva âşığın hikâyesi olarak özetlenebilecek film, sınırları bulanık dört farklı sekanstan oluşmaktadır. Akreplerin yaşam döngüsüne dair bir belgeselden Roma imparatorluğuna atlar; güncel burjuva yaşantısından Sade’ın “Sodom’un 120 Günü” romanına bir referansla sonlanır. Bunuel tüm ahlaksal normlara karşı takındığı anarşik tavrı olgunluk dönemi filmleri kadar destekli olmasa da daha coşkulu ve mizah doludur. Wagner, Beethoven ve Debussy gibi ustaların eserlerinin yer aldığı film, bazı sahnelerde ise bu bestelerin anti-tezi sayılabilecek ritmik bir “gürültü”yü kendine fon edinir. İhtirasından heykelin ayak parmaklarını yalayan kadın, şaşaalı bir orta sınıf partisine aniden konuk olan at arabası içindeki köylüler, haylazlık yaptığı çocuğunu tüfekle vuran baba gibi unutulmaz sahneler barındırmaktadır.
Yiğitalp Ertem
yalpertem@gmail.com
yanılmıyorsam buñuel’in kendi yapıtları arasında en sevdiği filmi bu filmdir. hatta genel anlamda en iyi bulduğu filmlerden biri olarak da gösterir… sanırım filmografisi tamamlanmaya çalışılıyor. belki ben rastlayamamışımdır ama la voie lactée’si de güzel film.