Catherine Breillat genelde Fransa’nın yenilikçi sinemacılarından biri olarak anılır. Birbirinden hassas konuları son derece kışkırtıcı ve sert bir şekilde beyaz perdeye taşımaktan geri durmayan Breillat’ın en ilgi çekici yanı yanı ise; “post-modern” anlatımı benimsemesi ve bunu etkileyici şekillerde ekrana yansıtışı. Sex is Comedy’de ise; Breillat yönetmen-oyuncu arasındaki karmaşık ilişkiye ve bir filmin yapım sürecine izleyicileri ortak etmeye çalışıyor. Yönetmenin kişisel tatmininden, oyuncu yönetimine, oyuncuyla yönetmen arasında sınırları belirsiz çizgilerden kadrajlamaya kadar pek çok konuya değinen film; esasında Breillat’ın kafasındaki sinema anlayışını ortaya koyması maksadıyla da ilgi çekici. Yoksa film olarak oldukça sıradan ve tekdüze, hatta sıkıcı.
Yönetmenin sinemasının mihenk taşlarını açığa vurduğu Sex is Comedy, aynı zamanda da kadın-erkek ilişkilerine de değinmeden geçmiyor. Erkeğin kadına yakınlaşma süreci, kadının erkeği kabullenişi, arada yapılan “flörtler” ve nihayetinde gerçekleşen şiddet ve tatminin kuşattığı teslim oluş… Aslında bu süreç Breillat’ın sıkça anlattığı konulardan oluşuyor, fakat Sex is Comedy’de bu sürecin görüntülerden çok diyaloglarla ilerlediğini ve ekrana yansıdığını görüyoruz. Eğer yönetmenin Fat Girl filmini izlediyseniz, bu filmi de izlemenizi tavsiye ederim, her ne kadar yavan olsa da… Çünkü iki film arasında ciddi bir bağ var. Sanki Fat Girl’ün mental olarak açıkta kalan kısımları bu filmle tamamlanıyor gibi…
Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com