Beaufort adındaki ileri karakolda görevli bir grup İsrail askerinin Hizbullah bombaları altında sürdürdükleri yaşamı konu alan yapım oldukça uzun, yorucu ve zor bir tecrübeydi. Bu uzun süreç esnasında izlerken umarsızca tıkındığım, saate baktığım, durdurup ufak tefek ev işlerini hallettiğim, hatta durdurup arasına bir dizi bölümü sıkıştırdığım ve ara sıra gözlerimin kapandığı anlar oldu. Ama tüm bunlara rağmen beğendiğim tek film herhalde Beaufort’dur. Askerlerin psikolojik ruh hallerini, sivil yaşam hasretini, arkadaşlık duygusunu ve ölümün gölgesinde yaşamanın gerilimini hiç çaktırmadan önünüze koyabilen bir garip film Beaufort… Bittiğinde de askerliğimi bitirmiş kadar olmasa da benzer bir duyguyu hissettirdi. Bir dostu, bir evladı, bir ideali kaybetmenin de muhasebesini yine kendine has “çaktırmama” üslubu ile iletmeyi (nasıl olduysa) başardı. Genç İsrail’li oyuncu Oshri Cohen’in başarıyla canlandırdığı Çavuş Liraz, konumuna rağmen savaştan ziyade askerlik kavramının sorgu sualine az da olsa et-kemik olmuş bir karakterdi. En İyi Yabancı Film dalında Oscar adayı da olan Beaufort, bana göre kesinlikle iyi bir film. Ama şahsen kimseye tavsiye etmem…
Osman Danacıoğlu
odanac@gmail.com