Küre Yayınları Ahmet Uluçay kitaplığını genişletmeye devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda Ayşe Pay’ın yayına hazırladığı Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filminin senaryosu ve Küller ve Kemikler kitaplarından sonra şimdi de Barış Saydam’ın editörlüğünde Karanlıkta Işığı Yakalamak ismini taşıyan Ahmet Uluçay derlemesi yayınlandı.
Altı bölümden oluşan derlemede, Ahmet Uluçay’ın sinema üzerine yazdığı yazılar, Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filminin çekim öyküsü, yönetmenle yapılan söyleşiler, filmleri üzerine yazılan makaleler ve Uluçay’ın vefatından sonra kaleme alınan yazılar yer alıyor. Son bölümde de yönetmenin filmleri üzerine yazılan yazılar ve söyleşilerden oluşan bir bibliyografya bölümü bulunuyor.
Kitabın önsözünde Barış Saydam kitabı şu şekilde ifade ediyor:“Uluçay’ın filmleri kurmacadır, kurgusaldır; ancak filmlerde kurulan kurmaca dünya bir yanıyla da yaşamın içindeki gerçek değerleri, kaybolan masumiyet anlarını ortaya çıkarır. Uluçay’ın çekimlerinde çeşitli nesnelerle anılarda kristalize edilmiş anlar yeniden canlanır. Kurmacanın –mış gibi düzeneği, tersine doğru bir etki uyandırır. Yaratılan kurmaca evren, kişisel gerçekliğin hasıraltı edilen, yetişkinliğe geçişte terk edilen, unutulmaya bırakılmış anılarını zihinde yeniden canlandırarak, kişinin kendi geçmişiyle iletişime geçmesine aracılık yapar. Kurmaca dünyanın kişiyi dönüştürücü, yüzleştirici ve sağaltıcı bir gücü vardır. Bu düzenek Uluçay’ın çocukluğundan, el değmemiş anılarından ve yaşamla kurduğu masum ilişkiden beslenir.
Uluçay üzerine bir derleme hazırlarken, bizim de öncelikli düşüncemiz metinlerde onun sinemayla, anılarıyla ve hayatıyla olan ilişkisini açığa çıkarmak oldu. Onlar dile geldikçe, görüntüler de berraklaştı. Anılar üzerine kurulan gerçeküstü imajların beslendiği gerçekliği ifade etmek, derlemenin gerisinde gözettiğimiz hususlardan biriydi. Bu yüzden de derleme içerisine Ahmet Uluçay’ın kendi sinemasını anlattığı bölümler kadar sinemayla ve sanatla olan ilişkisini aktardığı yazılara da olabildiğince yer vermeye çalıştık.
Bununla birlikte, bu kitabın salt bir derleme çalışmasından ziyade Ahmet Uluçay’ın ilk kısa filmlerinden uzun metrajlı film çalışmasına ve sonrasında yaşananları da içine alan, bütünlüklü bir “Ahmet Uluçay’ın Sinema Serüveni” olarak anlam kazanmasına gayret ettik. Kitabı çeşitli bölümlere ayırarak, Uluçay’ın serüvenindeki mihenk taşlarını, onun kendi ifadeleriyle destekleyerek okuyucuyla paylaşmaya çalıştık.”