Gustavo devrime tüm kalbiyle inanan bir gençtir. Prag’ta okumak için alacağı bursun yolunu gözlerken idealleri, hayata bakışı, ülkesi, aşkı onu iyiden iyiye sınayacaktır. Babasının yaşadığı sorunlar, ağabeyinin uçarılığı, aykırılığı ve kız arkadaşı Yolanda’nın düşleri arasında sıkışacaktır.
Paralı yabancıların el üstünde tutulduğu, prestijli görünen işlerin para getirmediği, hayallerini yakalamak uğruna insanların kaçmak için can attığı bir Küba karşımızda. Gerçekçi bir tablo mudur, değil midir? Sorumlusu kimdir, kim değildir? Bunlara hiç girmeyeyim diyorum ama nefis müzikler eşliğinde duygusal yoğunluğun çok kez yükseldiği bir film izlediğimi belirteyim.
Taner Yılmaz