Üç çocuklu bir aileyi geçindirmek zorunda olan Juha’nın çalıştığı işten kovulduktan sonra yaşadıklarını anlatan Miehen Työ; hayatın içinden bir drama. İşten kovulduğunu bir türlü karısına söyleyemeyen Juha, bir süre sonra yalan üstüne yalan söylemek zorunda kalıyor. Bir yandan bakması gereken ailesi, bir yandan evde eskiyen eşyaların değişme zorunluluğu ve çocukların bitmek tükenmek bilmeyen istekleri Juha üzerinde günden güne baskı yaratıyor. Juha ise bu karmaşanın içinden sıyrılmak için çareyi jigololukta buluyor.
Hikayenin ana çatısı sıradan bir dramı andırırken, yönetmen Juha karakterinin gelişimine yoğunlaşıyor. Karakterin dışa kapalı oluşu ve yaşanılan gerçeklikle seyirciler arasında bir mesafenin bırakılması; hikayenin sıradanlığının üstünü kapatan unsurlar oluyor. Baştan sona kadar olan süreçte Juha’nın değişimine tanık oluyoruz, ama hep uzaktan uzaktan… Bu mesafenin film boyunca korunması ve yönetmenin elindeki hikayeyi net çerçeveler içinde yansıtması filmin en büyük avantajları. Yine de Miehen Työ, izlenmese de çok şey kaçırılacak filmlerden biri değil. Çok sıradan bir hikaye, bilindik bir tema, içinde fazlalıklara yer vermemesine rağmen; üstüne yeni bir şey de eklemeyen düz bir anlatım… Tipik bir festival filmi, izlesen de pişman olmazsın izlemesen de hayıflanmazsın…
Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com