Burjuvazi ve kiliseye getirmiş olduğu eleştirileri sürreel çizgideki filmlerine yansıtan Luis Bunuel, “Discreet Charm of the Bourgeoisie”de sinemasının bütün alametifarikalarını gözler önüne seriyor. Başta burjuva, din, ordu ve savaş gibi konulara eleştirilerini getiren Bunuel, bunlarla da sınırlı kalmayarak, içinde bulunduğu dönemin siyasi gelişmeleriyle ilgili eleştirel söylemleri de filmine taşıyarak sürreel anlatımına toplumsal bir boyut da kazandırıyor. Özellikle Vietnam Savaşı’na ve Franco Dönemi’ne ait ağır eleştiriler var. Filmdeki elçinin temsil ettiği ülke bir Latin Amerika ülkesi gibi gösterilmesine rağmen bence Franco İspanya’sı. Zengin ve fakirin arasındaki uçurumun sürekli genişlediği, suç oranının hızla arttığı, rüşvetin yaygınlaştığı, devletin öğrenci hareketlerine sert karşılıklar verdiği ve askerin yönetimde etkin olduğu ülke kuvvetle muhtemeldir ki dönemin İspanya’sı.
Anavatanını bu kara komedinin baş unsurlarından biri yaparak sürekli yeren Bunuel, burjuvanın içine düştüğü birbirinden komik durumlarla da adeta her açıdan burjuvaya saldırıyor. Bir türlü birleşip de yemek yiyemeyen bir burjuva grubun film boyunca çeşitli kereler toplanarak yemek yemeye çalışması ve bunun etrafında düşle gerçeğin iç içe geçerek sunulduğu komik enstantaneler yaratılması bir yana, Bunuel’in neyi niçin yaptığı hiçbir zaman kestirilemeyen sürreel tercihleri de filme farklı bir boyut katıyor. İşkenceci polisler, katil askerler, garip din görevlileri ve “Koyun can derdindeyken kasap et derdinde” sözünü her sahnede vurgulamamızı sağlayan vurdumduymaz bir burjuva grubu filmin temel ekseninde yer alıyor. Bunuel hazırlamış olduğu mizansenlerle birbirinden farklı görünen bu grupları zaman zaman aynı yemek masasında birleştiriyor ve özlerindeki paralelliği yüzümüze vuruyor.
Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com