James Lee Burke’ün kitabından uyarlanan “In the Electric Mist” şahsına münhasır Fransız yönetmen Bertrand Tavernier’in kariyerindeki kötü işlerden biri. 68 yaşındaki yönetmen 1984 yılında Cannes’da kendisine “En İyi Yönetmen” ödülünü getiren “A Sunday in the Country” filminden beri bir türlü istikrar yakalayamamıştı. Fakat yönetmenin yaşı ilerledikçe tercihleri de ilginçleşiyor.
Irkçılık arka planlı ve Amerikan tarihinden sıkça beslenen bir polisiye hikâye olan “In the Electric Mist” her şeyden önce çok karmaşık ve dağınık bir film. Filmdeki yan hikâyelerin ağırlığı çoğu zaman ana hikâyenin üstünü örterken, yan hikâyelerin esas hikâyeyle bağının zayıf oluşu da filmin handikaplarından biri. Finalde bütün hikâyeler birleşiyormuş gibi gözükse de aslında hiçbir hikâyenin çözümlendiği yok. Kitabı senaryolaştıran Polonyalı Kromolowski ailesinin mi hikâyeyi bu hâle getirdiği yoksa Tavernier’in tercihlerinin mi etkili olduğunu bilmiyorum, yalnız ortada bir gerçek var ki “In the Electric Mist” felaket bir senaryoya sahip! Belli ki kaynak kitabın Amerikan’ın kurulduğu ilk yıllarla, ırkçılık sorunuyla ve toplumsal değişimle ilgili önemli meramları varmış. Ama Fransız bir yönetmenin bu duyarlılığı es geçerek sadece ortadaki polisiye hikâyeye ve klişe bir karaktere sırtını dayaması kitabın da itibarını zedelemiş. “In the Electric Mist”in kitabı belki ilgi çekici bir hikâyeye sahip olabilir ama filmi kesinlikle değil!
Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com