Temizlik görevlisi olarak çalışan Hannes’ın emekli olmasından sonra yaşadıklarını merkezine alan Volkan, mesafeli bir drama olmasına rağmen incelikli bir anlatıma sahip. Çalışma hayatı boyunca evini, eşini ve çocuklarını ihmâl eden aksi bir ihtiyarın ömrünün son zamanlarında yaşadığı dönüşüm, pek çok karmaşık duyguyu da beraberinde getiriyor. Ailesiyle pek bir bağı kalmayan, emekli olduktan sonra iyice yalnızlaşan Hannes’ın intihar girişimi ve ardından yaşadığı tekne kazası tuhaf bir ironi yaratırken; karakterin hayatını yeniden düşünmesine ve bir değişim geçirmesine de imkân tanıyor.
Otuz beş yaşındaki Runar Runarsson ilk uzun metrajlı çalışmasında emekli bir adamın yaşadığı pişmanlıkları, hayal kırıklıklarını ve umutları mesafeli ama iç burkan bir anlatımla beyazperdeye taşırken, ilk uzun metrajlı filmi olmasına karşın son derece olgun ve sakin bir sinema diliyle hikâyesini anlatıyor. Karakterlerin değişimlerini metaforlarla desteklerken, simgesel ve soyut bir anlatıma kaçmayan yönetmen, öte yandan da mesafesini korurken duygu aktarmaya da özen gösteriyor. Bütün bu nitelikleri göz önüne alındığında, Volkan seçkinin en başarılı örneklerinin olması yanında, bizlere gelecekte yakından takip edilmesi gereken bir yönetmeni de müjdeliyor.
Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com