Salyangozlar ve İnsanlar, Çavuşesku’nun ölümünden kısa süre sonra kapitalizmin ülkeye girişini ve Romanya’nın hızla dünyaya entegre olma çabasını anlatan küçük ama yerinde tespitleriyle zekice bir politik taşlama. Romen sinemasında örneklerini sıkça gördüğümüz küçük ölçekli sıradan insan hikâyelerinin bir yenisi bir anlamda.
Devlet mülkiyetindeki bir araba fabrikasının iflas etmesi sonucunda özelleştirilerek Fransızlara satılmasını konu alan filmde, işçilerin kapitalizmle ve onun sömürü düzeniyle tanışması anlatılıyor. Komünizm sonrası Avrupa’da işçilerin de fabrikalar gibi alınıp satıldığı ve değersiz bir metaymış gibi kenara atıldığı, serbest ekonominin çarklarının ulus devletlerin yetki alanının dışına taştığı ve her şeyin kâr elde etme esasına göre belirlendiği yeni dünya düzeninde kendilerine yer olmadığını fark eden bir grup işçinin dayanışma mücadelesinin arkasında esasında Avrupa’nın da dönüşüm hikâyesi var. Bugün her ne kadar Avrupa’daki kapitalizmin Amerika’daki kadar sert olmadığı konuşulsa da, Avrupa’nın son yıllardaki dönüşümü ve pazar ekonomisinin bütün kıtada işçileri ezip geçerek yerleşmesini film Balkan ruhuna özgü mizahıyla ortaya koyuyor. Hem genel seyirciye hitap eden hem de konvansiyonel sinemanın anlatım şeklini benimsemesine rağmen güçlü bir politik damarı da olan bu küçük Romen yapımını herkese öneririm.
Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com