Zaza Urushadze’nin yazıp yönettiği Estonya / Gürcistan ortak yapımı Mandariinid, konusu itibariyle akıllara 2001 yapımı Danis Tanovic filmi No Man’s Land’i getiriyor. Savaşın orta yerindeki bir Estonya köyünde bir çatışma sonrası Çeçen askeri Ahmed ile Gürcü asker Nika’nın yaralanıp aynı eve sığınmak zorunda kalışları, başta evden çıkar çıkmaz birbirlerini öldürmeye yemin edip zamanla birer insan olduklarının farkına varmaları üzerine sessiz ama etkili bir film. Arkadaşı Margus’un yardımıyla evine aldığı bu iki askerin birbirlerine zarar vermelerini önlemek isteyen yaşlı Ivo ise savaşın anlamsızlığının sembolü bir hakem konumunda. Zamanında oğlu Gürcü askerler tarafından öldürülen Ivo’nun Nika’nın hayatını kurtarması ve ona bakması filmin hümanist damarını yapmacıklıktan uzak biçimde gözler önüne seriyor. Ahmed ve Nika’nın savaşın iki tarafını temsilen birbirlerine düşmanca tavırları, Ivo ve Margus’un insancıl yaklaşımlarıyla yerini temkinli bir hoşgörüye bırakmaya başlıyor.
Zaza Urushadze, savaşın anlamsızlığını çoğunlukla karakterleri üzerinden iletse de, filme adını veren mandalinaların savaşın ortasında kalıp heba olabilecekleri gerçeği bu mütevazi filmin çerçevesini daha da genişletiyor. Mandalinaların bolluk ve bereketi, Ivo’nun da hoşgörüyü temsil ediyor olmaları, savaş olgusu karşısında ulvi değerlerin ne kadar çaresiz kaldıklarına işaret eder nitelikte. 80 küsür dakikalık süresini iyi kullanan, sakinlik ve gerilim arasındaki dengeyi çok iyi tutturan, etkileyici finaliyle bunlara film boyunca fona yerleştirilen hüznü ekleyen Mandariinid, başta Ivo rolündeki Lembit Ulfsak ve Ahmed’i canlandıran Giorgi Nakashidze’nin başarılı performanslarıyla etkileyici bir savaş karşıtı duruş sergiliyor.
Osman Danacı
odanac@gmail.com