Renkler üçlemesinin senaristlerinden Krzysztof Piesiewicz, yine başka bir üçlemenin ayaklarından biri olan Umut’un da senaristliğini yapmış. Babasının kilisesinden çalınan paha biçilemez bir tabloyu geri alma uğraşındaki Franciszek, bu hırsızlığı kaydettiği kamerasını alır ve hırsızdan tabloyu vermesini rica eder. Tek istediği bu olan genç adam karşısında hırsızın önerileri fayda etmeyince filmin gidişatı da gizem-polisiyeden iyice drama doğru kayar. Film içinde o kadar çok film var ki, insan ana konuya odaklanamıyor; eğer varsa tabii. Hele bir de hangi amaca hizmet ettiğini bir türlü anlayamadığımız şoke edici bir açılışı varken, Franciszek’in aile içi ilişkilerine, ona yanık arkadaşı Klara’nın peşinden koşmasına, mafya içi hesaplaşmalara bir de Franciszek rolündeki Rafal Fudalej’in kötü performansı da eklenince neresinden tutulacağı anlaşılmayan bir filmle yapayalnız bırakılıyoruz. Kararsızlık içinde bir film görmek isteyenlerin umudu olsun, ama benim keşke görmeseydim diyeceğim bir filmdi.
Melih Tumen